12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulü ile 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla düzenlenen törende yapılan konuşma
Fatih Ak
18.03.2024
Değerli konuklar, Kıymetli mesai arkadaşlarım,
12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulü ile 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle aramızda bulunurak bu anlamlı günde bizimle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.
Çanakkale Deniz ve onu takip eden Kara Zaferleri, İstiklal Harbi’ni ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun habercileridir. Bu abidevi zaferler, Mustafa Kemal Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa gibi büyük kumandanların yönetiminde, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla milletimizin birliği ve zafere olan sarsılmaz inancı sayesinde mümkün olmuştur.
Çanakkale, Milli Mücadelemize zaman ve zemin kazandırmanın yanısıra uzun süren savaşlardan bezgin düşen Türk Ulusu’na da özgüven aşılamıştır. Aziz Milletimiz, azmi, sabrı ve cesaretiyle tarih sahnesindeki yerini almıştır.
Bu itibarla, Çanakkale Savaşlarının tarihimizde ve ulusal dokumuzun oluşmasında ayrı ve ayrıcalıklı bir yeri vardır.
En uzun konuşmalar da yazılsa, en uzun ağıtlar da yakılsa şehitlerimizi anmak, anlatmak ve şükranlarımızı sunabilmek için kelimeler yetersizdir. Bu hislerimizi tarihe nakşeden yüce mertebeye en çok yaklaşabilen kişi şüphesiz “İstiklal Marşı”mızın yanısıra “Çanakkale Şehitlerine” şiirini kaleme alan “İstiklal ve İstikbal Şairimiz” Mehmet Akif Ersoy’dur.
Yüce Meclisimizin henüz bir yaşını dahi doldurmadığı, Kurtuluş Savaşımızın en çetin günlerinde kabul edilen İstiklal Marşımız, Mehmet Akif Ersoy’un milletimize kazandırmış olduğu sembol eserlerdendir.
Akif’in Ankara'da yazdığı o ebedi metin, 12 Mart 1921 günü Meclis'te kürsüden defalarca okunarak alkışlarla Milli Marşımız olarak kabul edilmiş; Akif 500 liralık ödülünü ise bir hayır kurumuna bağışlamıştır.
Akif’in “Allah bu millete bir daha yazdırmasın” sözü ile tanımladığı İstiklal Marşımız, milletimizin ve devletimizin var olma mücadelesi verdiği bir dönemde, sadece Cephe’deki askerin Zafer’e olan inancını artırmakla kalmamış, kısa sürede ulusal bağımsızlık yönündeki azim ve kararlılığımızın ortak sesi haline gelmiştir. Bu anlamlı günde biraz önce İstiklal Marşımızın ilk iki kıtasını her seferinde olduğu gibi gurur ve heyecanla okuduk.
1936 yılında vefat eden Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Kıymetli misafirlerimiz ve değerli mesai arkadaşlarım,
109 yıl önce bugün, vatanın dört bir köşesinden cepheye koşan binlerce evladımız hayatlarını feda ederek, milletimizin bekasını, Anadolu’da ebediyen var olacağımızı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tüm dünyaya ilan etmiştir.
Bugün burada, vatanımızdan binlerce kilometre uzakta vazifemizi icra ederken, şehitlerimizin aziz hatıralarını ve bizlere aşıladıkları birlik bilincini yaşatmakta olduğumuzu yalnızca 18 Martlarda değil, her daim hatırımızda tutmamız ve bunun bilinciyle hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Nitekim bugün aynı zamanda, ülkemiz sınırları içinde ve dışında şehit düşmüş, sivil ve asker tüm vatandaşlarımızı anmaktayız.
Bu vesileyle, kahraman askerlerimizi, polislerimizi ve tüm güvenlik gücü mensuplarımızı ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit edilmiş onlarca Bakanlık personelimizi ve yakınlarını da daima hatırlamak, hatıralarını yaşatmak ve yeni nesillere aktarmak boynumuzun borcudur diye düşünüyorum.
Sözlerime son verirken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, 18 Mart şehitlerimizi, Birinci Dünya Savaşında şehit düşen Mehmetçiklerimizi, katledilen milyonlarca masum insanımızı, İstiklal Harbi şehitlerimizi, terörle mücadele şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Katılımınız için sizlere tekrar teşekkür ediyorum.
12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulü ile 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle aramızda bulunurak bu anlamlı günde bizimle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.
Çanakkale Deniz ve onu takip eden Kara Zaferleri, İstiklal Harbi’ni ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun habercileridir. Bu abidevi zaferler, Mustafa Kemal Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa gibi büyük kumandanların yönetiminde, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla milletimizin birliği ve zafere olan sarsılmaz inancı sayesinde mümkün olmuştur.
Çanakkale, Milli Mücadelemize zaman ve zemin kazandırmanın yanısıra uzun süren savaşlardan bezgin düşen Türk Ulusu’na da özgüven aşılamıştır. Aziz Milletimiz, azmi, sabrı ve cesaretiyle tarih sahnesindeki yerini almıştır.
Bu itibarla, Çanakkale Savaşlarının tarihimizde ve ulusal dokumuzun oluşmasında ayrı ve ayrıcalıklı bir yeri vardır.
En uzun konuşmalar da yazılsa, en uzun ağıtlar da yakılsa şehitlerimizi anmak, anlatmak ve şükranlarımızı sunabilmek için kelimeler yetersizdir. Bu hislerimizi tarihe nakşeden yüce mertebeye en çok yaklaşabilen kişi şüphesiz “İstiklal Marşı”mızın yanısıra “Çanakkale Şehitlerine” şiirini kaleme alan “İstiklal ve İstikbal Şairimiz” Mehmet Akif Ersoy’dur.
Yüce Meclisimizin henüz bir yaşını dahi doldurmadığı, Kurtuluş Savaşımızın en çetin günlerinde kabul edilen İstiklal Marşımız, Mehmet Akif Ersoy’un milletimize kazandırmış olduğu sembol eserlerdendir.
Akif’in Ankara'da yazdığı o ebedi metin, 12 Mart 1921 günü Meclis'te kürsüden defalarca okunarak alkışlarla Milli Marşımız olarak kabul edilmiş; Akif 500 liralık ödülünü ise bir hayır kurumuna bağışlamıştır.
Akif’in “Allah bu millete bir daha yazdırmasın” sözü ile tanımladığı İstiklal Marşımız, milletimizin ve devletimizin var olma mücadelesi verdiği bir dönemde, sadece Cephe’deki askerin Zafer’e olan inancını artırmakla kalmamış, kısa sürede ulusal bağımsızlık yönündeki azim ve kararlılığımızın ortak sesi haline gelmiştir. Bu anlamlı günde biraz önce İstiklal Marşımızın ilk iki kıtasını her seferinde olduğu gibi gurur ve heyecanla okuduk.
1936 yılında vefat eden Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Kıymetli misafirlerimiz ve değerli mesai arkadaşlarım,
109 yıl önce bugün, vatanın dört bir köşesinden cepheye koşan binlerce evladımız hayatlarını feda ederek, milletimizin bekasını, Anadolu’da ebediyen var olacağımızı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tüm dünyaya ilan etmiştir.
Bugün burada, vatanımızdan binlerce kilometre uzakta vazifemizi icra ederken, şehitlerimizin aziz hatıralarını ve bizlere aşıladıkları birlik bilincini yaşatmakta olduğumuzu yalnızca 18 Martlarda değil, her daim hatırımızda tutmamız ve bunun bilinciyle hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Nitekim bugün aynı zamanda, ülkemiz sınırları içinde ve dışında şehit düşmüş, sivil ve asker tüm vatandaşlarımızı anmaktayız.
Bu vesileyle, kahraman askerlerimizi, polislerimizi ve tüm güvenlik gücü mensuplarımızı ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit edilmiş onlarca Bakanlık personelimizi ve yakınlarını da daima hatırlamak, hatıralarını yaşatmak ve yeni nesillere aktarmak boynumuzun borcudur diye düşünüyorum.
Sözlerime son verirken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, 18 Mart şehitlerimizi, Birinci Dünya Savaşında şehit düşen Mehmetçiklerimizi, katledilen milyonlarca masum insanımızı, İstiklal Harbi şehitlerimizi, terörle mücadele şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Katılımınız için sizlere tekrar teşekkür ediyorum.
Mehmet Fatih Ak
Ambassador
Monday - Friday
09.00 - 12.30 / 14.00 - 18.00
Holidays 2025
1/26/2025 | 1/26/2025 | Liberation Day |
2/16/2025 | 2/16/2025 | Archbishop Janani Luwum Day |
3/8/2025 | 3/8/2025 | International Women's Day |
3/30/2025 | 3/30/2025 | Eid al-Fitr |
4/18/2025 | 4/18/2025 | Good Friday |
4/21/2025 | 4/21/2025 | Easter Monday |
5/1/2025 | 5/1/2025 | 1 May Labour Day |
6/3/2025 | 6/3/2025 | Martyr's Day |
6/6/2025 | 6/6/2025 | Eid al-Adha |
10/9/2025 | 10/9/2025 | Independence Day (9 October) |
12/25/2025 | 12/25/2025 | Christmas |
12/26/2025 | 12/26/2025 | Boxing Day |
1/1/2026 | 1/1/2026 | New Year |
+ 903122922929